“Gelenekten öğrenin, geleceğe bakın”
Kıbrıs mimarisinde teknoloji ve sürdürülebilirlik konularında önemli değerlendirmelerde bulunan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ali Tanrıkul, günümüz mimarlığındaki en büyük dönüşümün disiplinler arası yaklaşımın güçlenmesi ve kullanıcı odaklı tasarımın ön plana çıkmasıyla yaşandığını ifade etti. Mimarlığın artık yalnızca estetik ya da yapısal çözümler üretmekle sınırlı olmadığını dile getiren Tanrıkul, tasarım sürecinde toplumsal etki, çevresel duyarlılık ve teknolojik entegrasyonun temel bileşenler hâline geldiğini vurguladı.
Kıbrıs özelinde çağdaş mimarlık ile geleneksel yapı pratikleri arasındaki ilişkinin hassas ve stratejik bir şekilde kurulması gerektiğini belirten Tanrıkul, yerel malzeme ve yapı tekniklerinin çağdaş yorumlarla ele alınmasının hem kültürel sürekliliği hem de iklimle uyumu desteklediğinin altını çizdi.
Prefabrik yapı sistemlerinin sunduğu hız ve pratikliğin yanı sıra enerji verimliliği ve kaynak yönetimi açısından da dönüşüm yarattığını kaydeden Tanrıkul, bu sistemlerin yerel bağlamla ilişkilendirilerek tasarlanması gerektiğini ifade etti. Özellikle prefabrik çift cidarlı cephe sistemlerinin ısıl konforu artırarak hem enerji tasarrufu sağladığını hem de kullanıcı yaşam kalitesini yükselttiğini dile getirdi.
Yöresel mimaride doğal ve yerel malzeme kullanımının sürdürülebilirlik açısından kritik olduğunu belirten Tanrıkul, bu tür malzemelerin hem çevresel hem de kültürel faydalar sunduğunu, yerel üretimle ilişkilendirildiklerinde ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirliği desteklediklerini ifade etti.
Mimarlıkta hücresel otomasyon ve algoritmik tasarım gibi teknolojilerin iklim verileriyle uyumlu, performansa dayalı yapıların tasarımına olanak sunduğunu söyleyen Tanrıkul, bu teknolojilerin yerel mimarlık pratiğinde yaygınlaşması için eğitim ve uygulama alanlarında daha fazla yer bulması gerektiğini dile getirdi.
Genç mimarlara ve öğrencilere yönelik de mesajlar veren Tanrıkul, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir sorumluluk olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Teknolojiyi mekân kalitesini, erişilebilirliği ve toplumsal kapsayıcılığı artıran bir araç olarak değerlendirmeleri gerektiğini vurgulayan Tanrıkul, "Yüksek teknoloji ile yerel bilgi arasında köprü kurun. Gelenekten öğrenin ama geleceğe bakın" ifadelerini kullandı.